18 Mart 2020 Çarşamba

Çarşamba, karantinanın yarısı mı?

Dün de çok yazmak istemiştim, ama işler müsaade etmedi. Gece yarısına kadar mailler attım, kafa patlattım. Bugünü daha sakin geçirmeye niyet ederek uyumuştum fakat bugün daha da yoğundu...

Yine oyun mu oynasak, şu son maili mi cevaplasam, çocuğa yiyecek bir şey verdim mi, Allahım ne yapsam! dediğim bir an gözlerini koca koca açarak yanıma geldi yavru. Daha konuşmasına fırsat vermeden bunu halledip oyuna devam edeceğimize dair bir şeyler geveledim. "anne senin çalışmana izin veriyorum. işlerini evden yapacaksın, yoksa işe gitmen gerekir ve ben evde yalnız kalırım... o zaman çok korkarım" dedi. İçim oyuldu. Pazartesi sabahı durumu ona açıklamak için söylediklerimi nasıl yanlış anladığını fark ettim! Evet, evden yapmam gereken şeyler var, işe gitmeden yapacağım demiştim ancak ben de belli ki beni biraz rahat bıraksın diye tehditkar bir havayla söylemişim... Hemen sarıldım, onu hiçbir şekilde evde yalnız bırakmayacağımı, işe gitmem gerekse bile bir yolunu bulacağımı anlattım. Onun okulu tatil olduğu için benim de patronumdan izin aldığımı, oğlumla evde kalmak istiyorum dediğimi, onunla bir anlaşma yaptığımızı, işlerimi aksatmayacağım konusunda ona söz verdiğimi açıkladım. Beni daha iyi anladı, sarılıp koklaştık ve çılgın mesaimize geri döndük.

Bu iç acıtıcı detaylar dışında aslında epey sefil haldeydim. "Sabah kahvemi" saat 16.00 civarı içtim, günün büyük kısmına mutfak tezgahında ayakta çalıştım, Zoom üzerinden yaptığım toplantıda 2 kez yavru tarafından basıldım. 

 
Fotoğrafı da Canım Kahve'ye yollamak için çektim

Bütün gün evde kalınca yere dökülenlerin oluşturduğu jungle misali oluşumlara hayret ettim! Eksik dua etmenin etkilerini düşündüm... Şöyle ki; amerikan mutfak bir ev çok istemiştim. Çünkü hem yemek pişirme hazırlama olaylarından nefret ettiğim için orada yalnız olursam izole hissediyordum, hem yavru göz önünde olsun istiyordum hem de kolaylık olduğunu düşünüyordum. Hepsi için faydalı aslında, fakat modern mimari diye mantar gibi yaptıkları bu evlere giriş doğrudan salona açılıyor. Ev amerikan mutfak olunca hol, mutfak, salon aynı yer gibi oluyor. Kapıyı açınca tüm ev kabak gibi karşında, ev toplu olsun istiyorum. Mutfak salon iç içe olunca tüm yemek kırıntıları her yerde dolnıyor anlamına geliyor. Bir de ben takıntılı bir insanım, bilmem anlatabildim mi...Tekrar bağlamak gerekirse, Allahım amerikan mutfağı bağımsız, orta boy bir ev desem daha iyiymiş diye düşündüm uzun uzun.

Bunun dışında kocam eve gelince elime telefonu alıp whatsap gruplarından biraz geyik yaptım, corona esprilerine güldüm, istatistikleri atlamaya çalıştım, bu durumdan bir şeyler öğrenmeden çıkarsak yuh bize dedim...



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öcü!

İnsanların neden birbirine “öcü” gibi baktığını anlamakta zorlanıyorum. Ben de sıradan bir insan olarak bazı şeylere şaşırmaya, tanıma...