13 Aralık 2019 Cuma

Haberler, işler güçler, olaylar olaylar!

Boğazıma kadar işe battım. Ama kendim kaşındım (yani aslında istedim) hem de çok! Bir senedir süregiden huzursuzluklarım, işten güçten memnuniyetsizliklerim, galiba her şey sonsuza kadar böyle tekdüze gidecek diye endişelenmelerim sonunda nihayete erdi; iş değişikliği sürecindeyim şu an. Resmi geçişim tamamlanmasa da çalışmaya başladım. Şimdiden çok yoğunum, sorumluluğum çok ama bir taraftan da mutluyum. Evrak işleri bitince eminim biraz daha rahatlayacak ama öte taraftan bataklık misali işe gömüleceğim.

Hislerim çok karışık. İyi ki enine boyuna düşünmeye vaktim kalmıyor da kendimi hırpalayacak fırsatı bulamıyorum... Gamlı baykuşluğuma yakışır şekilde bir takım düşünme – taşınmalar yaptım tabii… Özeti şu: Elime güzel ve prestijli bir fırsat geçmiş. Öte yandan iş zor, sorumluluk büyük. Ben de her ortalama insan gibi hafiften tırsıyorum. “Yapabilir miyim? Yaparım yaaa, yaparım yaparım. Yapamaz mıyım ki? Tüh yaa, ne olacak şimdi? Yok be, korkmaya gerek yok, bir şekilde öğrenilir, uyum sağlanır.....” diye uzayıp giden iç konuşmaları yapıyorum.

Gelgelelim şu süreçte beni iki şey üzüyor; ilki bu endişeler sonucu gönlümce sevinemiyor olmanın olmanın bende yarattığı öfke –çünkü bu iş için gerekli altyapıya senelerdir emek veriyorum. Ayrıca bir ortama ilk girdiğimde beni esir alan içe dönük, sessiz ve gözlemci karakterim yüzünden yanlış anlaşılacağım, kendine güvensizlikle yaftalanacağım korkusu. var. Diğer üzücü konu ise destek beklediğim ve önemsediğim bir yakınımın -belki kendisinin bile farkında olmadığı şekilde- sabote edici tavırları… Sabotajdan kastım takdir eder gibi konuşurken alttan gelen “sen buraları bilmezsin, altından kalkman zor, umarım yapabilirsin ama pek emin değilim” tarzı kaçak cümleleri… Niye bu tavırlarına  bu kadar taktın derseniz bilmiyorum, nedenini çözemiyorum tam olarak. Aramızdaki yakınlığı düşününce gücenmem bir tarafa, galiba kendi kendine kurulduğunu ve kendine eziyet ettiğini görmek de beni üzüyor. Sonuçta onun hisleri benim kontrolümde olmadığından böyle devam ederse bu durumun yıkıcı bir hal alacağından, sonunda aramızın bozulacağından endişeleniyorum...

Bu yazıyı da iki arada bir derede, artık konuşmazsam patlayacağım hissiyatı ile  yazıp hooop yayınlıyorum.

Öcü!

İnsanların neden birbirine “öcü” gibi baktığını anlamakta zorlanıyorum. Ben de sıradan bir insan olarak bazı şeylere şaşırmaya, tanıma...