7 Ekim 2021 Perşembe

acil şifalar

herşeyin çok mu önemli hiç mi önemsiz olduğuna karar veremediğim bir noktadayım, ve sanki o noktada donup kalmışım. tıpkı toplantının en can alıcı yerinde donan zoom ekranını görünce olduğu gibi, içimde inanılmaz bir huzursuzluk var.bok vardı sanki diye düşünüyorum , bok vardı sanki bu işi yapmaya talip oldun! bıle bıle kendini şu zorluğa soktun, değer mi bunca strese... fakat ertesi gün ya da ertesi an şöyle düşünüyorum; yerimde saysam delirirdim, hepsi düzelecek, çok iyi gidiyorum, hepsini halledeceğim.

gerçekten iyi mi gidiyorum, tepetaklak yokuş aşağı mı düşüyorum bilinmez, ama anne ve eş olarak performansıma geçer not veremiyorum. temel ihtiyaçların karşılanması, bir nevi mekanik işlevler için sorun yok; evle ilgili şeyler takip ediliyor, ev hep toplu temiz düzenli, ne bileyim herkesin her zaman üstü başı temiz ütülü, çiçekler ölmüyor... fakat gerçek şu ki benim de yüzüm gülmüyor. bir şeye kendimi vermek için, aslında "orada olmak" için aşırı bir çaba göstermem gerekiyor. yapamıyorum. sabrım sıfır. basit mızmızlanmalarla ya da günlük arızalarla sınandığım an gerçek bir zorbaya dönüşüyorum. asla kötü davranmadığım çocuğuma ağzımdan çıkan sözleri kulaklarım duyduğunda kendime bir tane çarpasım geliyor. bilmem, belki başkası o kadar uç bulmuyordur ama benim için kırmızı çizgi olan şeylerin üstünde gezinirken kendimi bulduğumda ölesiye mutsuz ve kendime öfkeli oluyorum.

bugün de çok bunaldığım sıradan bir gün. aylar sonra niye yazıyorum bilmiyorum. 

belki de kendime şifa diliyorum.


Öcü!

İnsanların neden birbirine “öcü” gibi baktığını anlamakta zorlanıyorum. Ben de sıradan bir insan olarak bazı şeylere şaşırmaya, tanıma...