Bunu sadece ben de muffin -ya da muffin benzeri bir şey mi desek- yaptım demek için yazıyorum. Tabii bunun hatunlar alemi için minicik Mızmız hatun kişisi için kocaman bir adım olduğunu belirtmek isterim. Hikayemize başlamadan önce biraz daha geriye gitmek gerekirse; Yemek yapmaktan, tabii yemekten de, hiç hoşlanmadığımı bir söyleyeyim. Fakat gariptir "ne yapalım insanlar hayatta kalmak için yemeliymiş" şeklindeki motivasyonumla yaptığım yemekler de hep beğenilir. Yine de bu yaşıma becerikli ev arkadaşları ve Oktay Ustalara taş çıkarır kocamın desteğiyle geldiğimi itiraf etmeliyim. Mecbur değilsem yemek falan pişirmedim özetle.
Sonra aramıza katılan yavrunun "ek gıda" günlerinin başlamasıyla benim "ayyyy ben buna ne yedircem yhaaaa" şeklindeki darlanmalarım da başlamış oldu. İlk başlarda bir sorun yoktu, zaten ne versem öğürüyor, ben de 2. kaşığı bile veremiyordum. Sebze meyve püreleri, çorbalar hoop çöpe... Takmadım (Yazar takmadı ama hemen "çocuğum yemek yemiyor" adlı kitabı da alıp okudu tabii! Yaptığının doğru olduğunu bir kitapta okumazsa ölür mazallah!), zaten kendim kuş kadar bir şeyim, beni çocukken çooook zorladılar ama azimle yemedim, yavru da en kötü bana benzemiştir yani ne olacak, yemezse yemesin dedim.
Yine de düzenli olarak her gün bir şeyler koydum önüne o da sadece yoğurt ve limon (Evet sayın seyirciler yüzünü bir kere ekşitmeden şapur şupur limon yalıyordu minnak insan... Denediği milyonuncu karışımı öğürünce bari biraz gülelim diye masanın üstündeki limonu uzattım o da bir güzel yedi. Yüzü gözü kızaracak diye elinden almasam da devam edecekti, benim komik limon videosu çekme olayım da güme gitti yani...) yemeye devam etti. Taaaa ki 7,5 aylık olana kadar. Bir baktım ki kahvaltıda verilenleri götürmeye başladı bizimki, sonra gariptir meyvelerin de işine gelenleri yiyor, sebzeleri hala boykot etse de sevdiği bir iki çorba da eklendi menüye. 8,5 aylıkken anneannenin yaptığı köfteyi de yemesin mi?! İşte burası karnıma ağrıların girdiği an oluyor.
Başladım: Ben bu yavruya ne pişireceğim? İnternetten tarifine bakmadan ya da "alo anne bunu nasıl yapıyoduk yaa?" hattına danışmadan kendimiz için bile üç beş çeşit şey yapabiliyorum. E artık iyi kötü yiyor aç mı kalsın yavrucak? Yoksa "ben ona etli patlıcan güveç yaparım bol sarımsaklı, üstüne de bi demli çay hüpletiriz" şeklinde takılan babasına mı bırakayım?!
Evet, baktım ki iş instagramdan, BLW sayfalarından tarif biriktirmek, ekran görüntüsü alıp oraya buraya kaydetmekle olmuyor. Hadi bismillah deyip ilk bulduğum "bebe atıştırmalığı" tarifine atladım bugün. Kimyager ciddiyetiyle dedikleri tüm malzemeleri (Allahım sanki tatsız tuzsuz olsundiye bir araya getirilmiş!) ekledim. Muffin kaplarına döküp 25 dakika pişirecekmişiz, tamam... Aaaa bir dakikaaaa... Kardeşimi aradım "Şimdi bi sorum var, ama gülersen seni gebertirim teyzelerin en güzeli tamam mı? Kağıttan muffin kaplarını yağlıyor muyuz harcı dökmeden önce?" diye sordum, "Anlaşılan yavrucana bi şeyler yapıyorsun (Kardeşim beni tanımaz mı, yoksa hayatta uğraşmazdım, o kapları da gelinime falan verirdim artık) o yüzden kısaca cevaplıyorum; hayır. Yoksa seninle çok pis dalga geçerdim" dedi o da... Böylece hamarat bir anne edasıyla işlemi tamamladım.
Sonuç?
Her şeyi de yazmak zorunda mıyım canım!!! Muffin yaptım işte, yetmedi mi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder