18 Eylül 2018 Salı

Bi ... (yavru?) yaptım, hayatım değişti!

Değişmeyeceğini sanmıştım biliyo musun?
Hayatta düştüğün en büyük yanılsama ne deseler cevabım bu olurdu. “Yok beee çok da şey olmayacak…” derdim kesin yavru gelmeden ve ben orman kanunlarıyla tanışmadan önce…



Tam da şöyle salak havalarda söylerdim üstelik...
İronik olansa; ben hiçbir zaman çocuk aşığı olmadım, bu sorumluluktan son ana kadar kaçtım ve kendimi bildiğim için “niye olmasın” diye düşünür düşünmez harekete geçtim. Gerçekten o hissi kaybetsem tamamen vazgeçebilirdim. Neyse, çocuğun hayatımı değiştireceğini bu kadar bilir ve bundan bu kadar korkarken YİNE DE bir yanım “halledeceğime” inanmıştı. Yani bir hayat ne kadar değişebilirdi!
Sonuçta BEN yetiştirecektim. O da bir birey tabii, hıhııı (ama 18 yaşında falanken), ama bebekken çok da “şey” (ney?!) olmazdı. Uykusuzluk falan oluyormuş ilk zamanlar ama katır yüküyle kitap okuduğum için uyku olayını ÇÖZERİM ( 2,5 yaştan bildiriyorum; dün gece tam 5 kez uyandı), üstelik kocam da YARDIMCI OLUR uyku konusunda (olmadı)… diye uzayan iç konuşmalarım vardı.
Çocuğu olan herkes mutlu görünüyordu, nadiren şikâyet ettikleri oluyor ama sen de yap mutlaka diye ısrar ediyorlardı. Herhalde bir bildikleri vardı. YAŞ geçiyordu ve kocam çocuk çocuk diye DELİ oluyordu. Israrla halledeceğimizi (sanki sadece zor bir proje ödevi seçip teslim etmekten bahsediyoruz) söylüyor, aşırı eğleneceğimizi iddia ediyor (akşamları boğuşarak oynamak ve kudurmak bu klasmana giriyorsa itirazım yok) ve bıyıklarından beklenmeyecek kadar PEMBİK hayaller kuruyordu.
Şimdi bu yazdıklarımı çürütmeye çalışmayacağım, bu konuyu ele alma nedenim başka. Kız kardeşim de artık bir yavru istiyor. Bu konuyu benimle paylaştığından beri sevinçten aklımı kaçırabilirim, daha ortada –gerçek anlamıyla- fol yok yumurta yokken hem de... (Davulun sesi hoş gelir dedikleri bu mu cidden?)! Hemen gidip organik pamuk tulum/zıbın reyonlarını boşaltmak, battaniye falan örmek (zincir bile çekemem) ve herkese bunu ilan etmek (yaşasın anonim blogculuk oynamak!) istiyorum.
Kardeşimse mide bulantısından, hamilelik sürecinden, doktorla uğraşmaktan falan korkuyor. Ahhh canııım, ne masum di mi?! Kafaya taktığı şeylere bak.
Kendisine böylece söyledim, “abla manyak mısın sen ne biçim ablasın?” dedi.
Valla şu an tam da “keşke benim de olsaydı” diyeceğim türden bir ablayım.
Ona şunu yazdım; hayatının sonsuza dek değişeceği fikrini düşün, bunu kabullenebilirsen ve hala cesaretini koruyorsan bu işe gir. Bunu idrakten sonra, bir de teslim olursan akışa, işte o zaman tadından yenmiyor. Ben yazınca güldü ama bu iş; imdb 9.8’lik korku filmi gibi bir şey, aşk kısmı ise 100 ayarında.
Haa tabii herkes aşk filmine bayılmak zorunda değil. Bu yüzden bilinçli bir tercih olarak çocuk yapmayan insanlara hayranım. Bu derece büyük bir karar alabildikleri ve kendilerini çok iyi tanıdıkları için.
İçinde bulunduğum hale baksana; bazen kendimce bilim kurgu gerektiren senaryolar yazıyorum: “Çocuklu hayatı gördün, bir şans daha verseler yine çocuk sahibi olur muydun?” “-Evet”.  “Yaa sen şimdi oğlanı tanıdığın için böyle diyorsun, o şansı verince her şey sıfırlanacak, zamanda bu olaylar silinecek, yaşananlar yaşanmamış olacak, onu hiç bilmeyeceksin. Yine soruyorum bak, çocuk ister miydin?” “-Evet”.
Gördüğünüz üzere bu tip bir manyaklık ortaya çıkıyor bir kez analık mevzuuna bulaşınca. Belki bu yüzden bu kadar güzel zaten. Zor ve güzel. Çok zor ve çok güzel. Aşırı zorlayıcı ve aşırı büyüleyici. Katsayılar olumsuz yönde artıyor bazen ama sevgi de yerinde saymıyor! Sevgi arttıkça sabır da otomatik yükleniyor.
Tarif etmesi güç. Çünkü “işte öyle bir şey” bu… Neden nasıl bilinmiyor.

4 yorum:

  1. ama cuk diye tarif eden bir yazı olmuş 🙂 ben de evet diyorum, sapık gibi evet ahahshja. seviyorum ulan

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay vallahi sapik gibi tam yerinde bir tabir olmus hahhahha 😁
      Seviyos, naabalim :)

      Sil
  2. heyo ! bir sapık da burda! üstelik benim durumum daha fena ben anne olmadan önce 3 tane falan doğururum diyordum (ciddi ciddi diyordum) şimdi yatılı kreş arıyorum :P pis çuvalladım. sanırım bu hissettiğimiz aşk haliyle ilgili. bazen uykusunda yastıkla boğmak istediğim adamın araba sürmesinde bile çekici bir şey bulmak( sapığa gelll!) da tam böyle bir şey bence. annelikte aşkın en büyük en yoğun hali değil mi? ondan tüm bu tezatlıkları ve yoğun duyguları barındırmıyor mu içinde ?
    üstelik kainata erkek çocuğu istiyorum,üstelik yaramaz erkek çocuklarını seviyorum diye (başka bir sapıklık alameti) mesaj yollayan ben değil miydim ? o zaman ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahahah cok güldüm vallahi. Zaten bu evrene yollanan mesaj kismiyla basimiz dertte :)
      Bir de fark ettim de 3 yorum sahibi de erkek cocuk anasi. Ayyyy yoksa gelecegin kaynanalari mi yetisiyoooo hahahha😂

      Sil

Öcü!

İnsanların neden birbirine “öcü” gibi baktığını anlamakta zorlanıyorum. Ben de sıradan bir insan olarak bazı şeylere şaşırmaya, tanıma...