11 Kasım 2016 Cuma

Ben geldim

Bu mızmız lafı bana annemin hediyesi aslında.: "Ayyyhhhhh! Sana da bir şey beğendirmek mümkün değil...Mızmız!" cümlesini o kadar çok kullanmıştır ki bana, ister istemez ben de kabul ettim mızmız olduğumu. Peki, doğru mu? Cevap çok net: Evet doğru. Bir şey ya düzgün yapılsın; yapılmadan önce enine boyuna düşünülsün araştırılsın (Hatta mümkünse yerli yabancı kaynaklarda taransın iyice suyu çıksın)ya da yapılmasın diye düşünürüm. Bunu da insanları huzursuz edene kadar dile getiririm. Bir de işin diğer tarafı var ki galiba daha fena... Börtü böceğe duygulanmam, her şeye saatlerce ağlama kapasitesine sahip olmam (Şöyle bir ağlama kapasitesinden bahsediyoruz burada; bir şey -gerçekten herhangi bir şey- olur ve ben ağlamaya başlarım. Ağlarım, ağlarım ve daha çok ağlayıp yorulurum ve dinlenip tekrar ağlarım, ta ki o şey bünyemi gözyaşı olarak terk edinceye dek!), çok sevdiğim insanları görünce mırıl mırıl yanlarına sokulup şikayetlenmem var ki düşman başına!

Onun dışında iyiyim hoşum be :)
Bir de kuş kadar bir şeyim.
Bir de parantez içinde parantez kullanmaya bayılırım. (Belli oluyordur herhalde değil mi...). Zaten kafam da böyle çalışır.
Bir de... Amaaannn öyle normal bir insanım işte.

Arada bir mızmız edeyim de rahatlayayım diye açtım bu blogu da hepsi bu. Her telden yazayım kafamın içinde kendi kendime konuşmaktan kurtulayım diye. Seneler oldu yazmıyorum belki iyi gelir.


2 yorum:

  1. Başarılı bir blog hayatın olur umarım tabi, bayağı olmuş ama tokyo saatine göre temennimi belirtiyorum, idare et. :D

    YanıtlaSil
  2. Her saat kabulumdur, teşekkürler:) zaten blog sahibi başarıyı ne kadar rahatlayacağı ve tabii mumkunse birilerinin icine minicikten dokunacagi ile ölçüyor:)
    Sevgiler

    YanıtlaSil

Öcü!

İnsanların neden birbirine “öcü” gibi baktığını anlamakta zorlanıyorum. Ben de sıradan bir insan olarak bazı şeylere şaşırmaya, tanıma...