Bazen 100 senelik ilişkinizde tökezlediginizi hissediyor musunuz siz de (yazar bu soruyu kendine sormaktansa hayali arkadaşlarına soruyor)? Ya da, yahu onlar "bile" bir orta yol buluyor da biz neden kedi köpek misali dalaşıyoruz aptalca şeyler için diye hayıflanıyor musunuz (daha arkası geliyor soruların!)? Dönüp dolaşıp aynı şeyler için tartışmalar çıkıyor ya da hiç tartışma olmasa bile gönül koymalar dağ gibi büyüyorsa, bunun nedenini çözememek ruhunuzu sıkıyor mu (sıkmıyorsa bravo!)? İlişkiler, duygusal tepkilerinizin arkasında yatanlar ve hayatı daha güzel yaşamakla ilgili okuduğunuz onca şeyden sonra, o tekrar eden sorunların ardındaki nedenleri az çok kestirdiğiniz halde, iş düzeltmeye gelince resmen mala dönüyor musunuz (ay nolur biri cevap versin)?
Ben dönüyorum! Resmen beyin tutulması yaşıyorum, ne yapmalıyım bilemiyorum ve dahası duygularım da donuyor, resmen içime kaçıyorum!
Farklı başlıklar altında sürekli aynı haberi yayınlayan gazeteler misali kendi kendini tekrarlayan bir konumuz var mesela; "Bana sormadın, fikrimi almadın" şeklindeki bir çıkışma ve bu cümleyle ifade edilmese de "sen beni önemsemiyor-sevmiyorsun ki" demeye gelen sitemler. Koca kişisi bana bunu söyleyip duruyor.
Bazen hak veriyorum, kendi başıma iş yaptım diye aşırı vicdan yapıyorum, içten içe günlerce üzülüyorum. Bazen domuzlaşıyorum; sen de elini taşın altına soksan biraz sorumluluk alsan inisiyatif sende olurdu! diye çemkiriyorum. Bazen de bu muhabbetten o kadar sıkılıyorum ki, tamam hadi kavga edelim bitsin bu b.k için de tartışılır mı yaaa diye darlanıyorum. Yerine göre hepsi doğru ama işin içinden çıkamıyorum.
Şunun farkındayım, aslında hiçbiri görünen konuyla ilgili değil kavgalarımızın. Yani bir çorap ya da çocuğun bezi için tartışılmaz değil mi (değil miiiii?)? Olayın kökleri başka yerde.
İşte sonra şunlardan bile daha suratsız halde saatler geçiriyoruz...
Şunun farkındayım, aslında hiçbiri görünen konuyla ilgili değil kavgalarımızın. Yani bir çorap ya da çocuğun bezi için tartışılmaz değil mi (değil miiiii?)? Olayın kökleri başka yerde.
Yine acayip tespit yumurtlayacağım ama benim anladığım şu; kocam olacak duygusal panda ihmal edilmekten çok korkuyor. İhmal edilmek ve görmezden gelinmek iç içe geçmiş durumda. Çok kalabalık bir ailenin son numaralarından biri. Anlıyorum, ilgi, sevgi ve dikkat belki beklediği dozda sunulmamış kendisine. İstediği kararları almasına imkan tanınmamış. O yüzden ödü kopuyor aynı duruma düşmekten. Bunları yavru doğduktan, hatta aslında 2 yaşına gelip de bireysellik için cıngar çıkarmaya başladıktan sonra daha iyi anladım. Onun 2 yaş krizi perdesi ardında sergilediği vahşi sahneler hepimizin ne kadar çok desteğe ve aynı zamanda da güç sahibi olmaya ihtiyaç duyduğumuzu anlamama yardım etti.
Tabii şimdi bunları anladım diye olayı çözebiliyor muyum? Hayır! Çünkü tıpkı kocamda olduğu gibi bende de tetiklenen şeyler var gergin anlarda. Harhangi bir konuda pasif kalınmasına ya da kararsızlığa tahammül edemiyorum -ki bunlar benim kocada bolca var. E her sorumluluk bendeyse, her bir haltı zaten ben planlıyorsam ben yapar geçerim diye düşünüyorum galiba. Bazen de gerçekten kendi iç konuşmalarımı ona da aktardım sanıyorum. Halbuki ona hiç söylememiş oluyorum (inşallah şizofren falan degilimdir). İşte böyle böyle delirmeler geliyor ilişkimize. Sen beni iplemiyorsun cümlesine takılıp kalıyoruz.
Yavru doğduğundan beri iyice alınganlık belirtileri sergileyen kocanın derdini yine ilgimin bölünmesine (evet çoğu yavruda) bağlıyorum elimde olmadan. Belki taraflı bakıyorumdur.
Ama ben de içten içe kurulmadan edemiyorum! Kafamın içi her daim çingene çadırı! Bazı sorumlulukları gerçekten istemiyorum. Çok yanlış biliyorum ama kendimi "Kocaman adam, offf onu da kendi halletsin yaa" derken buluyorum sık sık. Böyle olunca da; gerçek eksenden çıkıp olayı başka yerlere yayıyorum galiba. Olay halledilecek işi aşıp bir umursamazlığa dönüşüyor farkında olmadan...
İşler bu halde sonuç olarak. Henüz gerçek bir mesafe alamadım çözmek için...
Neyse, en azından yazının sonunda 3 şey fark etmiş oldum:
- Özel mözel her şeyi ortaya döktüm!
-Hepimizin tetiklendiği ve şuursuz tepkiler verdiği konuların olduğunu gördüm, o noktalarda birbirimize biraz daha şefkatli yaklaşmak gerek, o zaman işler kolaylaşacak gibi...
-Sorumluluklar konusunu da gerekirse mal paylaşır gibi paylaşıp rahatlamak gerektiğini anladım.
Ay bir de, 3 sonuç demiştim 4 oldu ama bu yavrulardan öğrenecek ne çok şeyimiz var bir daha gördüm!