7 Mart 2018 Çarşamba

Öcü!


İnsanların neden birbirine “öcü” gibi baktığını anlamakta zorlanıyorum.
Ben de sıradan bir insan olarak bazı şeylere şaşırmaya, tanımadığım şeylerden korkmaya, bazı durumları garipsemeye devam ediyorum. Evet, elbette bunları yapıyorum! Fakat anlamaya da gayret ediyorum. Anlayamıyorsam da önyargı oluşturmamak için merak ediyorum. Bu meraktan hareketle bazı şeyleri daha iyi anlayabileceğimi düşünüyorum; o şartları, o kişinin/olayın neden bu şekilde geliştiğini merak etmek yoluyla anlamlandırmaya çalışıyorum. Öyle ya, onun geçtiği yolları öğrenerek ve kendimi yerine koyarak yeniden tartmaya çalışıyorum durumu. Böylece kimseye hakaret etmeden, küçümsemeden, “itmeden” kendi küçük dünyamda çözmeye çalışıyorum.
Geçen hafta başında çok bozulduğum bir olay oldu. Resmi bir çalıştayda görevliydim, öğle arası yemek yiyoruz. Masadaki diğer 3 kişi de, 1’den 3’e kadar ölçekle yakın olduğum kişiler. Masada beni bilmeyen yok en azından. Yemeğin sonlarına doğru, en yakın olduğum arkadaşım sorumlu amiri aradı şöyle bir, bulamayınca da bana dönüp “Mızmız öğle ezanı kaçta okunuyor ki? Acaba namazda mı?” diye sordu. Ben de cevap verdim. Diğer ikisinden biri “aaaa, Mızmız bilir mi?” diye mırıldandı. Kafamı kaldırıp bakmak istemedim, çünkü o surat ifadesini görmekten hoşlanmayacağımı biliyordum. Sonra masada bir müddet tuhaf bir hava oldu.
O an çok takmadım ama sonradan sinirim bozuldu. Çok basit bir olay olduğunun farkındayım ama dakikalar sonra hala devam eden kaçamak bakışlar ve yüzüme bakmaksızın devam eden konuşmalar sonradan bana çok battı.
“Siz benim neye inanıp inanmadığım ya da inancıma göre hareket edip etmediğim hakkında bilgi sahibi değilsiniz. Aslında bu bilgiye ihtiyacınız da yok. Ben sizinkini hiç merak etmedim, çünkü sizinle arkadaşlık etmemin nedeni “arkadaşlık etmeye yeter ve değer” insanlar olmanızı düşünmem. Bu yargıyı oluştururken baz aldığım kriterler de bambaşka” demeyi çok istedim.
Ankara’ya gelmeden önce çalıştığım şehirdeki en yakın arkadaşım –hala öyle- ile bu konuyu hiç konuşmadık. Benim inandığım gibi inanmadığını biliyorum. Ağzımızdan otomatik çıkan “inşallah” lafını bile kullanmaktan imtina ettiğini düşünürsek, bunu nasıl bildiğime ilişkin detayları vermeme gerek kalmaz belki... Ama bu aramızda asla mevzu edilmedi. Biz onunla birbirimizin evinde kaldık, aileleriyle tanıştık, yolculuk yaptık, hastayken bakıcılık ettik, borç alıp verdik, ağladık, güldük, gezdik tozduk, sırlar paylaştık. Hiç rahatsız olmadım. O da ben yanında ibadet ederken hiç istifini bozmadı. O gün masadakilerin yaptığı gibi dış görünüşümle çakıştığını düşündüğü hususları değil diliyle, bakışlarıyla bile hissettirmedi.
Olabiliyor yani, mümkün.
Konu buradan çıktığı için birkaç laf daha edeyim istiyorum, aslında tabii ki konu sadece inanç ya da ahlak değil fakat özellikle bu konuda insanların birbirlerine bir şeyler söylemelerine çok çok bozuluyorum. O “bir şeyler” den kastım; dalga geçmek, aşağılamak ya da hor görmenin sinsice gerçekleştirilmiş hali. Bir cümle arasına serpiştirerek, bir instagram gönderisinde ayar vererek ya da ne bileyim ötekileştiren benzetmelerde bulunarak söylenmiş şeyler yani… İnsanı çok derinde bir yerden incitecek böyle bir şeye neden ihtiyaç duyuyoruz ki?
Sadece bu değil… İnsanları cinsel kimlikleriyle, aileleri ya da paralarıyla, gittikleri okulla, giydikleriyle, seçtikleri sevgilileriyle, tuttuğu takımla bile yargılayan insanlar var. Tekrar söylüyorum; benim de sınırlarım, yanlışlarım, korktuklarım ve anlayamadıklarım var. Ama kendimi tutmaya çalışıyorum! Düşünmeye, anlamaya, hiç birini beceremezsem mesafemi koruyarak olduğu gibi kabul etmeye çalışıyorum! İtiraf edeyim, çocuk sahibi olduktan sonra her şeyde olduğu gibi bu konuda da sınırlarımı biraz daha genişlettim. Biraz daha anlamaya yatkın, biraz daha kabullenici, biraz daha sevgi vermeye hazır… Bilmiyorum, şu atmosferde hoşgörülü bir birey olarak yetiştirebilecek miyim kendi çocuğumu, gerçekten bilmiyorum. Ama öyle olmasını, hatta benden daha açık fikirli, daha esnek olmasını yürekten diliyorum.
Bir gün, tanıdığını sandığı insanların tuhaf tepkileriyle karşılaşmaz ya da o tepkiyi gösterenlerden olmaz umarım…

8 yorum:

  1. Mizmizcim seni cok iyi anliyorum. Bazen ne yapiyorum biliyor musun? Ben ateistim diyorum. Sirf karsimdaki insanin sinirlarini tanimak icin ve bunu kaldiramiyacak tipte biriyse hic isim olmamali onunla diye düsünüyorum. Cünkü bu inanc konusu hicbir sekilde pozitif ya da negatif bir kanaat bir agirlik getirmemeli iliskilerimize. Bunun haddi siniri yok: bir arkadasimin oglu 5 yasinda ve sirf kiz kiyafetleri giyiyor. Ve bunu saklamiyorlar; örtbas etmiyorlar. Aksine- olmasi gerektigi gibi- cocuklarini canlarindan cok seviyorlar! 5 yasindaki bir cocuga burun kiviran "yetiskinlerle" isim olmaz benim mesela. Hani "gel, oldugun gibi gel" di? hani herkez tanrinin bir yansimasi parcasi idi? Sikisinca unutuluyor o güzel özlü sözler. Din bizi birlestirmektense daha cok parcaliyor aslinda Zaman Zaman am bunu anlamk da yürek ister..
    yanliz degilsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önce samimi yorumun icin teşekkür ederim... Bu konudan o kadar sakinmaya baslamisiz ki yayinladiktan sonra bi panik oldum, hadi birileri burada birbirlerini incitirse diye... Kas yapayim derken goz cikarirsam diye!
      Arkadaslarini yurekten takdir ettim, baska türlüsünü düşünemiyorum bile, sirf toplum icin evladimi uzmeyi hayal edemiyorum...
      Inansin ya da inanmasin, arada kalsin... Herkesin kendince argumanlari var. Mesele şu; kimse daha hakli, daha iyi, daha dogru degil. Ah bunu bir kabul edebilsek...
      Sevgiler...

      Sil
    2. Benim icin bu konuda konusmak kolay- yurt disinda yasiyorum esim „yabanci“ kizim yari „“yabanci“.. degisik dini ve kültürel birikimlerimiz var. Dünyayi bizler güzellestirecegiz, bence.. benim kizim mesela iki kültürü dili dini taniyacak ve daha hosgörülü olacak - hepimiz karisip birlesirsek dünya daha güzel olacak.. ahh ahhh keske!!
      Yalniz madalyonun diger yüzü „bulamadin mi dogrudüzgün birini?“ (buradaki dogrudüzgünlük türk olmakla alakali bir yorum) gibi „yorumlar“.. hic tanimadigim sokakta, restoranda ne bileyim bakkalda karsilastigim insanlar..

      Sil
    3. O insanlarin düzgün tanimlari hic bitmiyor... Ülkenin neresinden olduguna takiyorlar bu sefer de... Siniflandirmayi sevenler icin malzeme cok! Neyse ki seçimlerimizi sekillendirecek kadar umrumuzda degiller...

      Sil
  2. Yazınızı çok beğendim. Millet olarak kabuklarımızı bir türlü kıramadık. Kırmak için vurdukça, kabuk daha da sertleşiyor. Kimseyi takmadan yaşamak en güzeli.. Bir kulaktan girip, diğerinden çıkıyorsa ne mutlu.. 25 yaşımdan beri bunu kendime şiar edindim. Mutluyum. Tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim... Sanırım bazı şeyler değişmiyor toplumlarda, ya da o kadar yavaş değişiyor ki bir insan ömrü gozlemlemeye yetmiyor. Umarim bizden sonrasi daha huzurlu bir ortamda yasar...

      Sil
  3. Mizmiz, aslinda kendimi dislayarak konusamayacagim ama o kadar cok negatif elestirinin pompalandigi bir kulture dogru yogruluyoruz ki ben de kendime uygun olmadigini dusundugum seyleri olduresiye elestiriyorum bazen. Farkina vardigim zaman ise ustume bir agirlik cokuyor, sen bunu dusunecek kadar sacma bir insan misin, kendine gel diye. Cok cok haklisin. Ama dudak buzmeler, kendinden olmayani begenmemeler, aynilasmaya calismalar moda. Ayni ye, ayni makyaji yap, ayni pozu ver... Ayni degilsen cik cik cik... Senin de biraz o hesap olmus arkadaslarinla. Kendileri gibi gormeye alistiklari icin "A ah! Mizmiz, biz seni boyle bilmezdik" gibi.

    Uzme canini, oglana da uzulme, hayatta kalmak icin yasiyoruz, diyelim ki karsilasti ki bu cok muhtemel, basa cikabilecektir, bir sekilde ogrenecektir.

    Boyle durumlarda aslinda sunu hatirlamak lazim:

    Herkesin popisine kimse karisamaz!

    https://www.google.com.tr/url?sa=t&source=web&rct=j&url=https://m.youtube.com/watch%3Fv%3DKl328fxNnnE&ved=0ahUKEwiIprfjreTZAhVO6qQKHdmHAN0QtwIIIDAB&usg=AOvVaw1aaLarlMgKVa6-PNFCPJM9

    Operim. ❤

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyle guzel bisey demissin ki, "ayni"lasmak da aslinda baskalarini "oteki" yapmanin yeni yolu olmuş gercekten!
      Dedim ya, ben de tokezliyor yanlis yapiyorum zaman zaman ama galiba yine de en onemlisi bunun yanlis oldugunu fark etmek bahsettigin gibi...
      Linki bir türlü acamadim ama popi olayinda da kesinlikle hemfikiriz 😊
      💓

      Sil