Anneannem düşmüş dün, bileği çatlamış. Akşama doğru "ördekli parkta" aylak aylak dolaşırken kardeşimden gelen telefonla öğrendik. Annem panikledi, epey morali bozuldu. Benim ilk tepkim ohhh çok şükür kalça kırığı değil diye düşünmek oldu.
Bir yerde okumuştum yaşlılar düştükleri için kalça kırığı oluşmuyor, tam tersine kemikleri o kadar zayıflıyor ki bir hareketle o kemik kırılıyor ve yere düşüyorlar diyordu... Bilimselliği sorgulanır bu bilgi beni hep, kalça kırığı sonrası ayağa kalk(a)maz olan ve hayata küsüp yavaş yavaş buraları terk eden yaşlıların durumunu hatırlattığı için ürkütmüştü... İşte bu yüzden "bileğinde" dediler diye rahatladım.
Sonra da utandım biliyor musun?
Uzattığım tırnaklarımı ojesiz görürse beğenmeyen, düğünde bayramda şöyle iyice bir süslendiğimiz zamanlarda ruju kırmızı sürdünüz mü diye sorup inceleyen, göbeğini hoplatarak gülen, daha 24 yaşındaki yavrusunu toprağa verdiği halde hep Allah büyük diyen ve üzüntüsü ile dünya telaşını dengelemeyi başaran, çocukluğumun sığınılacak limanı, azmine ve sakinliğine hayran olduğum anneannem gidecek diye korktum, varsın kolu kırılsın diyebildim bu korkuyla...
Bencillik mi, çok sevgi mi bilmiyorum ama yürekten irkildim.
Eylül yazılarının ilki de bu sızılı yazı oldu...
<3
YanıtlaSil<3<3
Silöncelikle çok geçmiş olsun. ve ikinci olarak kol kırığına sevinmekte haklısınız yani diğer alternatifi düşününce. çünkü ben anneannemi yaklaşık bir buçuk yıl önce kaybettim ama inanın neredeyse her gün bir sebepten aklımda.mesela şimdi salça zamanı,nane,reyhan kurutma zamanı anneannemin telaş zamanıydı bunlar. aile gibi aile olduğumuz tüm kızları ve torunlarının gelip onun evinde tüm bu kış hazırlıklarını yaptığımız zamanlardı...neyse böyle işte :(
YanıtlaSilAllah rahmet eylesin... İçim sizladi inanin...
SilBence o da sizin onu sıkça andiginiz bu vakitlerde manevi olarak yaninizda olmaya devam ediyordur...
Çok geçmiş olsun, hızlıca iyileşsin!
YanıtlaSilSagol Ceren, amin... Biliyorum anneanne konusunda ne kadar hassassin<3
Sil