25 Ocak 2018 Perşembe

Haftadan kalanlar-2

Son 2 haftadan kalanlar;
  • Sırt ağrısı, boyun ağrısı, kas sıkışması
  • Uykusuzluk, uykusuzluk, uykusuzluk
  • Sinir, stres, gerilim.

Ağrılar; çünkü spor yapmaya vakit yok, yavrunun uyku saatleri işten geç çıkmamız nedeniyle kaydı, o yattıktan sonra ben yatağa kadar yürürsem onu spor sayıyorum. Sonuç olarak, ağrılarım aslında beklenen bir şeydi; fizik tedaviden bu yana egzersiz olarak hiçbir şey yapamadım ve stresli 2 hafta geçirdim.
Uykusuzluk; çünkü stresten uyuyamadım ve Murphy kanunları her zamanki gibi geçerli oldu. Uyuyamıyorsan ve dinlenmeye ihtiyacın varsa, uykuya dalabildiğin o kısıtlı sürelerde çocuk uyanır. O iki hafta boyunca mesela sabahları 5.30’da uyanmaya karar verir ya da ilk ciddi kabusunu görerek hepinizi gece gece korkutur.
Sinir, stres, gerilim; çünkü bir sürü “boş” insanla çalışıyorum. 1.5 ay önce hazırlığı bitmiş bir iş son dakikaya kalıyor, çünkü odalardan taşan egolar, çünkü döt korkusu yüzünden aksiyona geçemeyen yöneticiler. Stresliyim, çünkü lanet olsun içimdeki sorumluluk duygusuna! Boşversene kızım, boşversene! Kime diyorum huuuu!

İşte böyle.

Bunun dışında yavru 3 kelimeli cümlelerde ilerliyor, onu dinlemek acayip keyifli... Yemekteyken kapı çaldı, apartman görevlimizin çöp topladığı vakti artık öğrenmiş olacak ki; “aaaa, İlyas kapı çaldıııı, İlyas amca - çöp aldııııı” diye cırladı. İnsanın bu cümleye bu kadar mutlu olabiliyor olması garip; yavru dünyanın en iyi şiirini yazdı ya da felsefi bir eserden alıntı yaptı gibi seviniyorum uzun cümleler kurunca. 2 sene önce bu durumu görsem başka bir ailede, kesin dalga geçerdim…

İş yerindeki en yakın arkadaşımın oğlu seneye anaokuluna başlıyor. Şimdiden karalar bağladı kız. Alternatif okulları araştırıyor, aramızda konuşuyoruz, eğitim sistemimize gömüyor, bu çocuklar bu ülkede ne olacak falan diye dertleniyoruz. Bak anaokulu diyorum, seneye diyorum, benimki de daha kreşe bile başlamadı üstelik. Eve en yakın ilkokula verilen, Anadolu Lisesi’ni kazanmış olmasa onun yanındaki ortaokul ve liseye gönderilerek ilk ve orta öğretimi tamamlamış olacak biz 80 kuşağı anne-babaların, çocuklarının okul hayatını kreş döneminden itibaren planlamak zorunda kalması çok acıklı değil mi? Vallahi başka kelime bulamıyorum, kendimize de bildiğin acıyorum. Daha sıpa tuvalet eğitimi almadan onun “eğitim hayatı” için bas bas paraları okula/leylaya moduna girmemiz mi, hadi parası batsın bunu bir tarafa koy, bir de düşüne düşüne beynimizi yakmamız mı daha acıklı? Üstelik şu anda kafam karışmış bile değil, ne olursa olsun yavru daha küçük yeeeeaaaa gevşekliği var bende.  Ama seneye kreş krizlerini bildiririm artık. Bir kere daha yazık bize diyor, bu konuyu kapatıyorum.
Haftadan başka bi’ şey kalmamış düşününce.
Ay, buna da yazık o zaman. Vah vah ederek kapatıyorum haftayı.

4 yorum:

  1. Ay çok acıklı gerçekten bu okul meselesi ama haklısın düşünüp endişelenmekte, çocuğun neredeyse bütün hayatı olacak o okullar.
    Arkadaşımın kızı bir özel vakıf lisesine gidiyor, geçen sene edebiyat öğretmenine "En sevdiğiniz kitap hangisi?" diye sormuş, cevap şu: "Ay ben kitap okumayı pek sevmiyorum ahahhaha!". Edebiyat öğretmeni. Geldi anlattı bunu, ne diyecek diye bekledik, "Allah allah çok acayip değil mi?" dedi, biz de onayladık. Kitap okuyor allahtan, anası çok okuyor çünkü, öğretmene ihtiyacı yok bu konuda.
    Bak bir sene geçmiş, ben hala atlatamamışım o şoku :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu şok bana da gider bir sene daha! Zaten sorun özel okul degil biliyor musun? "Okul" ve "ogretmen" i bir arada bulmak... Ay bakalim hayirlisi

      Sil
  2. Okul mevzusu toplumun kanayan yarası, yine de düşünüp endişelenmen bile güzel bir şey. Ne olacak en yakın okula gitsin diyen ebeveynler de tanıyorum ben...

    Şu iş konusunda ben de senin kadar dertliyim, düşünmemeye karar verdim. Saldım batsın bu işler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz batacagimiza isler batsin degil mi :) valla benim de son kararim budur ;)

      Sil