Sadeleştik, sunu yaptık bunu ettik derken sanki biraz kendimizi
kandiriyormusuz gibi hissediyorum bir kaç gündür. Yani duruma bakıyorum, yasadığımız
şey bir panik ve huzursuzluk dalgası evet, epey de rahatsız edici… çünkü söz
konusu sağlığımız ve hatta belki hayatimiz. Bu anlamda durumu hic
kucumsemiyorum, zaten kucumsesem neden gunlerdir evde olayim… Fakat elimde
olmadan kiyaslamalar yapiyorum. Bir
savasin getirdigi yikim ya da kitlik degil cektigimiz… Sozde istif yapmaya
gerek olmadigini soyleyen bizim gibi bir cekirdek aile bile aylik alisverisinde
alacagindan fazlasini alip eve koydu. Marketler acik, hala her sey var, temel
ihtiyaclar disinda luks sayilabilecek ya da gercek bir felakette luks konumuna
dusecek her seyi temin etmeye devam ediyoruz. Internetten her seyi siparis
edebiliyor, izleyebiliyor, okuyabiliyoruz. Yine de hafiften bunalmaya basladik.
Disarida yemek yemek, bir alisveris merkezine gitmek, spor salonu, kuafor,
eglence mekanlari gibi gitmeye alisik oldugumuz yerlerden uzak kalmak hepimizin
ayarlarini bozdu. Ne kadar disariya bagimli ve karmasikmis hayatimiz diye
dusundum. 80 lerde cocuktuk pek cogumuz, bu durumu o zaman yasasak bu kadar
bunalir miydik? Mevsim kis olunca yolda sokakta oynama imkanimiz zaten
olmadigindan, evimizde oturur isim-sehir-hayvan oynar, aksamlari TV izlemek
icin ana babamiza yalakalik yapar, sikilirsak birkac oyun icat ederdik ve
beklerdik gibi geliyor. Anne babamiz da cocuk psikolojisi falan dusunmez
yanimizda her seyi konusurlardi tabi hahahhahaha J ama bunalmazlardi… Tamamen yaniliyor ya da
romantic bir pencereden bakarak zamanin getirdiklerini iyi mukayese edemiyor da
olabilirim tabii, yine de icimden boyle geciyor…
---------------------------------------------------------------------------------------------
Herkes o veya bu sekilde tedirgin corona yuzunden. Kimi gununu aksiyete ve
depresyon ile geciriyor, kimi umursamaz gibi duruken alttan alta korkup kendini
bastiriyor, kimi disarida gezenlere inanilmaz ofkeli, kimiyse kadere teslim
olalim dinginligine ulasmis. Ben kendi adima hepsinden biraz yaptigimi
soyleyebilirim. Gunun saatlerine, o gunku is yukume, yavrunun huysuzluk
seviyesine gore degisir. Fakat hangi hale savrulursam savrulayim, ne kendimin
ne de insanligin bu durumdan almasi gereken dersi alacagina inanmiyorum.
Sagligin, sevdiklerinin yanina istedigin zaman gidebilmenin, disarida zaman
gecirmenin hatta ise gitmenin kiymetini anlamis oldugumu saniyorum. Yine de
buradan almam gereken ders bununla mi sinirli? Ya da acaba bu dersi
icsellestirip her sey yoluna girdiginde de gunluk hayatimda uygulayabilecek
miyim? Tuketmekten, yok etmekten ve olmeyecek gibi yasamaktan vazgecebilecek
miyiz? Yoksa, yaralar biraz sarilir sarilmaz devletler tuvalet kagidi
stokculari misali kaynaklara el koymaya, ilac firmalarini zengin etmeye,
sarsilan ekonomileri canlandirmak icin daha fazla ‘’almaya’’ tesvike devam mi
edecek?
Cevabi biliyoruz degil mi…
Sosyal medyada dolasan, Yemen`deki ac cocuklari, multecileri, hastalikla
savasanlari konu alan ve durumumza gondermeler yapan gorselleri gormussunuzdur.
Ilk kez karsima ciktiginda aynaya gecip kendi yuzume tukuresim geldi. Bu
olanlara her zaman uzulmekle birlikte kendimi bu olaylarda bir ‘’taraf’’ gibi
gormemisim, onu fark ettim. Bak, iki hafta disari cikamayinca dunyan sallandi
aptal diye bagirmak istedim kendime… Iste bunu da merak ediyorum, kendimiz
alisik oldugunuz konforumuza kavusunca ne olacak?
Su son iki paragrafta yazdiklarimla ilgili ben kendimi ve insanlik da kendi
kendisini sasirtacak kadar guzel adimlar atmazsa, su yasadigimiz durumdan
hicbir sey ogrenememis olacagiz…